Japonya'nın Modern Yüzü Tokyo

Tokyo dünyanın en büyük ve kalabalık şehirlerinden biri. Çevresinde büyüyüp birleştiği diğer uydu şehirleri de dahil ettiğimizde dünyanın en büyük ve karmaşık megapollerinden biri karşımıza çıkıyor. Tokyo; metrodan dışarıya akan kitleleri, nehir deltalarına kurulmuş dev yeşil alanları, 24 saat durmak bilmeyen kalabalığı ile çok farklı bir deneyim sunuyor ancak Japon halkının farklılığı bariz bir şekilde hissedilse de aslen geleneksel Japonya’yı temsil etmiyor. Bir saniye bile nefes almadan bir yerlere akan kalabalıklar arasında gezerken kendinizi daha çok New York’da gibi hissediyorsunuz.

Tokyo’da aradığınız her şeyi bulmak mümkün. Japon geleneklerine göre dekore edilmiş büyük parklar, gökdelenler, gece hayatı, oyun salonları, Japon meyhaneleri, elektronik eşya marketleri, alış veriş merkezleri, anime ve manga dükkanları, balık ve suşi pazarları ve restoranları, İngiliz pub’ları, Japon usulü kendin pişir kendin ye restoranları, imparatorluk sarayı, Disneyland, devlet binaları ve bitmeyen kalabalıklar.

Cebinizde yeterince paranız varsa Tokyo’da ulaşamayacağınız hiç bir şey yok. Ne var ki Tokyo’da özellikle konaklama oldukça pahalı. Bu yüzden kalacağınız yeri mümkün oldukça erken ayarlamakta fayda var. Ayrıca düşük bütçeli bir tatil peşinde koşuyorsanız kapsül otellerde konaklamak da ilginç bir deneyim olacaktır. Fiyatını ucuz görüp Love Hotel’lerde yer ayırtmaya kalkmayın, onlar otel değil.

Tokyo dünyanın en güvenli megapolü demek yanlış olmayacaktır. Şehirde bulunduğumuz süre içinde herhangi bir sorun yaşamadık veya bulunduğumuz hiç bir yerde tedirgin hissetmedik.

Şehir içi ulaşımın neredeyse değişmez aracı metro. Şehirde tek bir metro sistemi olsa da değişik hatları farklı şirketler işletiyor ve tek bilet aldığınızda bir şirketten aldığınız bilet diğer hatta geçmiyor. Bu açıdan banliyö bağlantılarını yapan büyük trenler dışında tüm metrolarda geçen günlük biletleri tercih etmekte fayda var. Fiyatını bir kaç binişte çıkaran bu biletler hava limanından da temin edilebiliyor.

Gideceğiniz yere doğru toplu taşıma sistemini bulmakla ilgili Google Maps entegrasyonu oldukça iyi. Google Maps bulunduğunuz yerden gideceğiniz yeri işaretlediğinizde metroya nereden binilecek, hangi hatta aktarma yapılacak ve trenler kaç dakika sonra kalkacak, tüm bu bilgileri başarılı bir şekilde döküyor. Biz Tokyo’da gezerken yön bulmak için Google Maps’ten başka bir şeye ihtiyaç duymadık.

Tokyo’da Gezilecek Yerler – Bölge Bölge Tokyo

Tokyo’da kaç gün kalacağınıza göre gezilebilecek yerleri önceden planlamakta fayda var. Şehirde üç günden az konaklayacaksanız, popüler mekanlar arasından seçim yapmanız ve bazı yerleri elemeniz gerekli.

Şehirde gezdiğimiz yerleri işaretlediğimiz Google haritasına buradan ulaşabilirsiniz.

Şinjuku

Şinjuku şehrin en büyük eğlence ve yaşam merkezlerinden biri. Kalabalıklar şehrin en büyük metro ve tren istasyonlarından biri Şinjuku metro istasyonun çevresinde toplanmış ve bir kaç kilometrelik bölgede etrafa yayılıyor. Gündüz daha çok iş ve alış veriş merkezlerinin canlı olduğu bölge, akşam işinden çıkan özellikle orta yaş civarındaki Tokyoluların gözde mekanlarından birine dönüşüyor. Şinjuku gece ve gündüzleri çok farklı bir manzara sunuyor ve neredeyse 24 saat boyunca açık mekanlar bulmak mümkün. Golden Gai ve çevresindeki sokaklar oldukça hareketlidir.

Shinjuku Gyoen

Japonlar park bahçe düzenleme işinde oldukça başarılı. Shinjuku Gyoen ise Tokyo’nun en büyük ve popüler parkıdır. Özellikle bahar aylarındaki kiraz çiçekleri döneminde oldukça kalabalıktır.

Ancak Avrupa şehirlerinde gördüğümüz parkta koşu yapan insanları Japonya’da neredeyse hiç bir yerde göremiyoruz. Gittiğiniz yerlerde bu tür park ve bahçeleri görmeyi seviyorsanız mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Ueno Parkı

Tokyo’nun büyük parklarındandır. Yoyogi ve Shinjuku Gyoen parklarından farklı olarak içindeki gölet etrafında yoğun bir kalabalık vardır. Park içinde Tokyo Ulusal Müzesi, Batı Sanatı Müzesi, Metropolitan Sanat Müzesi, Bilim Müzesi bulunur. Ayrıca küçük bir hayvanat bahçesi ve neden sonra bıraktığımı bilmediğim şehrin büyük tapınaklarında Kaneiji Tapınağı bu park içinde bulunur.

Tokyo Ulusal Müzesi

Tokyo’nun çok ziyaret edilen müzelerinden biridir. Japon sanat eserleriyle birlikte, samuray döneminden kalan, kılıçlar, zırhlar, eşyalar ve geleneksel kıyafetler bulunur. Japon tarihi müzede kapsamlı olarak işlenmektedir. Tokyo’ya gidildiğinde mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir.

Tokyo Metropolü Hükumet Binası

Tokyo’nun en yüksek binalarından birisidir. Turistler tarafından ziyaret edilen bu binanın tek bir olayı var: kuzey kulesinin tepesine çıkmak serbest ve burada dört yönden şehri yüksekten izleme fırsatınız var. Tokyo’da yapılacak aktiviteler arasında bir numarada değil ama özellikle güneşin batmakta olduğu saatlerde giderseniz güzel bir manzara sunabiliyor.

Fotoğraf: dennisamith.com

Taito Salonları

Japonya’da hemen her şehirde bir çok noktada Taito Salonu var ama Şinjuku bu salonların yoğun biçimde toplandığı noktaların başında geliyor. Peki nedir bu Taito? Aslında bir nevi atari salonu. Bazıları çok katlı olan bu salonların değişik konseptleri var ve Japonya’da oldukça popülerler. Salonlara girdiğinizde bir tarafta dans oyunu oynayan zıp zıp zıplayan gençlerle birlikte, işten çıkmış takım elbisesiyle atari oynayan abileri ve hatta diğer yanda kollu makinalardan ödül kazanmaya çalışan 50’li yaşlardaki ablaları birlikte görebiliyorsunuz. Çok katlı olan salonların her katında farklı bir konsept oluyor. Sakın Japonya’ya gidip de Taito salonuna girmeden geri gelmeyin. Taito Japon kültürünün önemli bir parçası.

Şibuya

Tokyo’yu anlatan videolarda, filmlerde iki ordunun karşılaşması gibi birbiri üzerine akın eden kalabalıkların gözüktüğü bir kavşak vardır. İşte şehrin en büyük simgesi olan bu kavşak Şibuya’da.  Metro istasyonundan kalabalığı takip ettiğinizde kavşağın olduğu yere geliyorsunuz. Köşelerde oturmuş takılan gençliğe baktığınızda Tokyo’da özellikle genç nüfusun burada takıldığını anlamak zor değil. Kavşağı karşı tarafında derinlemesine uzanan caddelerde gençlerin takıldığı çok sayıda renkli mekanlar mevcut. Tek yapmanız gereken kalabalığı takip etmek. Bu noktada kavşaktan uzaklaştıkça kalabalık azalıyor ve tıklım tıkış bar ve restoranlar yerini daha nezih mekanlara bırakıyor. Bu bölgeyi özellikle akşam saatlerinde ziyaret etmelisiniz.

Şibuya kavşağını yukarıdan görmek ve video çekmek isterseniz hemen kavşağın yanındaki alışveriş merkezinin üst katlarına çıkabilirsiniz. Özellikle hızlandırılmış videolar çekmek oldukça eğlenceli oluyor. Özellikle Cuma ve Cumartesi akşam saatlerinde kavşak oldukça kalabalık oluyor.

Meiji Tapınağı

Tokyo’nun büyük Şinto tapınaklarından biridir. İçinde küçük küçük tesisler olan oldukça büyük bir ormanlık alanın içine inşaa edilmiştir ve gezmesi keyiflidir. İmparator Meiji’nin ruhunun bu tapınakta yaşadığına inanılır.

Yoyogi Parkı

Gittiğimiz yerlerdeki güzel parkları gezmeyi severiz ve Japonlar güzel parklar konusunda oldukça başarılılar. Meiji tapınağının hemen yanında bulunan bu park özellikle ağaçların çiçek açtığı ilkbahar ve yaprakların dökülüp doğanın turuncuya büründüğü sonbahar mevsiminde oldukça güzel fotoğraflar sunuyor.

Ayrıca Yoyogi parka gitmişken içindeki tapınak ve sunakları gezmeyi atlamayın.

DCIM100GOPROG0025994.

Sensoji Tapınağı

Yaklaşık 1400 yaşında bir Budist tapınağıdır. Hemen yanından geçen Sumida nehri önündeki park ve tapınak girişindeki yol ile birlikte popüler turist mekanlarındandır. Tapınağa giden yol üzerindeki Kaminarimon Sensoji kapısı da oldukça ilgi çekiyor. Burası Tokyo’nun olmazsa olmazlarından.

Harajuku

Şibuya’dan uzaklaştıkça Harajuku’ya giriyoruz. Burası daha Japon olan mekanların, Japon meyhanelerinin ve restoranların sıralandığı bir bölge. Bununla birlikte Harajuku’nun bazı bölgeleri Japon çizgi filmlerinden az önce çıkmış ve henüz gerçek dünyaya adapte olamamış, çapraz adımlarla yürüyen gençler tarafından istila edilmiş. “Harajuku Style” şeklinde bir internet araması yaparsanız ne demek istediğimi anlayacaksınız. Ayrıca bölgede Japon gençlerin yoğun ilgi gösterdiği ilginç şeyler satan, ne alırsan 100 yen konseptli dükkanlar da mevcut.

Roppongi

Burası Tokyo’nun elit mekanlarının bulunduğu, genelde yabancı konsoloslukların konumlandığı, caddelerinden Limuzinleri eksik olmayan pahalı bölgesi. Çevrede çok fazla mekan ve restoran mevcut ancak özellikle akşam veya gece saatlerinde canlanıyor. Biraz farklı bir ortam görmek için Tokyo’da uğranması gereken yerlerden biri ancak Şibuya bölgesindeki insan selini burada bulmak mümkün değil.

Tokyo Kulesi

Özellikle gündüz saatlerinde hareketli bir bölgedir. Tokyo kulesi daha uzun olsa da Eiffel kulesinin çakması gibi duruyor. İçinde kafeler, restoranlar ve turistler için hediyelik eşya dükkanları mevcut. Üst katında Tokyo manzarasını izleyebilirsiniz.

Ginza

Tokyo’da Roppongi’den daha pahalı bir bölge varsa oraya Ginza diyoruz. Ginza aslen alış veriş merkezleri, pahalı markaların lüks mağazaları ve çok pahalı restoranları ile ünlü bir bölge. Çok pahalı derken gerçekten çok pahalı olduğunu söyleyebilirim. Az önce Roppongi başlığında bahsettiğim Limuzinlerin bu bölgede de gezdiğini söylemek mümkün. Gündüz Roppongi’ye göre daha hareketli olsa da akşam saatlerinde kalabalığın genelde mekanların içinde yaşadığını ve sokakların çok yoğun olmadığını söylemek mümkün.

İmparatorluk Sarayı

Akihabara ile Roppongi arasında bulunan imparatorluk sarayı Japon imparatorunun ikamet ettiği bölgedir. Gerçek saray bölgesine girmek yasaktır ancak tüm saray alanının yaklaşık beşte birini kaplayan doğu kanadındaki bahçeler ziyarete açıktır. Burada bahçelerle birlikte, Edo kalesi kalıntıları ve surları görülebilir. 2 Ocak ve 23 Aralık’ta sarayın içi de ziyaret edilebilir ancak imparatora saygılarını sunmak isteyen Japonlar nedeniyle bu tarihlerde saray oldukça kalabalıktır. İmparatorluk sarayı popüler turist mekanlarındandır. Ziyaret edilmelidir. Saraya gelmişken hava güzelse yakınlardaki Hibiya parkına da uğramayı unutmayın.

Yasukuni Tapınağı

Meiji devriminden II. Dünya Savaşına kadar ölen askerleri anmak için yapılmış bir tapınaktır. İmparatorluk sarayına yakındır. Japon militarizminin ve milliyetçiliğinin sembollerinden sayılır.

Bilim Müzesi

İmparatorluk sarayının hem bitişiğindeki bilim müzesi. Tokyo’ya çocuğunuz ile geldiyseniz Saraya uğradığınızda ziyaret edilecek yerler arasına bu müzeyi de koyabilirsiniz.

Akihabara

Burası genelde “Electronic Town” olarak biliniyor. Bölgede çoğu Japonya kökenli dev elektronik şirketlerinin mağazalarında tutun da küçük dükkanlara kadar çok fazla elektronik mağazası var. Ancak son yıllarda internet alışverişinin yaygınlaşmasıyla bölge bu açıdan önemini biraz kaybetmiş. Gel gelelim Akihabara’da elektronik mağazaları ve çok katlı Taito salonlarından  farklı olarak Manga ve Anime dükkanları da var.

Akihabara’da Japon çizgi film karakterlerinin plastik heykellerini ve oyuncaklarını satan 4-5 katlı mağazalar ve konu hiç ilginizi çekmese daha bu mağazalara girdiğinizde hem satılan ürünler hem de reyonlardaki kalabalık nedeniyle şaşıracak pek çok şey buluyorsunuz. Aynı Taito salonları gibi Tokyo’ya gelip bu mağazalardan birine uğramadan ayrılmayın. Bunlara ek olarak Harajuku bölgesinde gezinen çizgi filmlerden fırlamış gençlik de sanırım gündüz saatlerinde Akihabara’da takılıyor.

Maid Cafe’ler

İçeride hizmetçi kıyafeti giymiş ve gelen misafirlere kocasıymış ya da hizmetçisiymiş gibi davranan garson ablaların çalıştığı kafeler. Ayrıca Akihabara’da anime karakteri kılığında garsonların çalıştığı versiyonları da var. Biz gitmedik, isterseniz deneyin.

Tsukiji Balık Pazarı

Kendisi dünyanın en büyük balık pazarı olur ve ilginç bir şekilde yerel halk ile birlikte turistlerin de ilgisini çeker. Ancak balık pazarını aktif saatlerinde ziyaret etmek istiyorsanız sabah saat 6 civarında burada olmanız gerekli.

Tsukiji Dış Market

Burası balık pazarının hemen dışındaki suşi restoranlarının veya perakende balık satıcılarının olduğu bölge. Suşi seviyorsanız ve Japonya’ya gittiğinizde değişik tatlar denemek istiyorsanız buradaki suşi restoranlarında henüz o sabah tutulmuş balıklardan yapılmış suşinin tadına bakabilirsiniz. Bu arada dünyanın en iyi suşi restoranı olarak bilinen üç Michelin yıldızlı Sukiyabashi Jiro artık rezervasyon bile kabul etmiyor, burada suşi yemek için başka şekillerde bağlantılar kurmak gerekiyor. Yine de Tokyo’da suşi yiyebileceğiniz çok sayıda ünlü lüks veya salaş ama güzel restoran veya suşi bar var.

Tsukiji Hongwanji

Balık pazarına giden yol üzerindeki büyük bir Budist tapınağı. Eğer balık pazarının olduğu bölgeye uğrayacaksanız yol üzerinde bu tapınağa da uğramanızı tavsiye ederim. Biz gittiğimizde ayin saatine denk geldik ve olağan üstü bir güler yüz ve misafirperverlikle karşılandık. Japonlar gerçekten muhteşem insanlar.

Disney Land/Disney Sea

Tokyo’da aradığınız her şeyi bulabilirsiniz demiştik. Bu şehirde Disney Land bile var, hem de iki tane. Hatta dünyada iki tane Disney Land olan tek şehrin Tokyo olduğunu söyleyebiliriz. Burada Disney Land ziyareti ile ilgili dikkat çekmek istediğimi üç nokta var.

Birincisi daha önce hiç Disney Land’e gitmediyseniz gidin ve görün derim, Tokyo Disney Land oldukça iyi kurgulanmış bu açıdan görmeye değer. Fakat daha önce başka yerde Disney Land’e gittiyseniz veya Tokyo için ayırdığınız vakit sınırlıysa bu kısmı gezi listenizden çıkarabilirsiniz. Zira Disney Land’e giriş ücretli ve gidip bir iki saat görülecek bir yer değil, sabah erkenden gidip tüm gününüzü buraya ayırmalısınız.

İkincisi Disney Land çocuklara göre tasarlanmış bir tesis iken Disney Sea aslen yetişkinler için tasarlanmış. Bu yüzden Tokyo gezisini yanınızda çocuk olmadan yapıyorsanız, Disney Land’i değil Disney Sea’yi tercih etmelisiniz. Yeterince vaktiniz varsa ve Disney Land tutkunuyum diyorsanız her ikisini de ziyaret edebilirsiniz.

Üçüncüsü bu tesislere kesinlikle tatil günü gitmemelisiniz, ziyareti Japonların çalıştığı günlere denk getirdiğinizde bile ne kadar kalabalık olduğunu göreceksiniz.

Son olarak daha önce de belirttiğim gibi sabah erken saatlerde giriş yapın ve tüm günü bu tesise ayırın.

Biz Disney Sea’yi tercih ettik. Tesis içinde çok sayıda oyuncak, üç boyutlu sinemalar ve kocaman bir göl ve bir de yanar dağ var. Gölde akşam park kapanmadan önce çok başarılı bir gösteri yapılıyor. Ayrıca Venedik, Floransa gibi İtalyan şehirlerinin belli bölümlerinin bire bir kopyalarının olduğu bir kaç yer var ki gördüğünüz şeyler insanı şaşırtıyor.