İzlanda Gezegen Rehberi‘ni okuyup genel kapsamlı bilgi edindiysek şimdi İzlanda’da tek tek gezecek noktalara gelebiliriz. Biz ülkenin popüler olan güney rotasını yapıp bunun üzerine kuzey batı yönünde biraz kaçamak yaptık. Bu yöndeki gezi noktalarını aşağıdaki haritada görebilirisiniz.
İzlanda’da yapılacak bu rotalar ile ilgili söylememiz gereken şey; yollar o kadar güzel ve çevredeki coğrafya o kadar enteresan manzaralar sunuyor ki mesele sadece bir yere ulaşmak değil. Özellikle güney ve batı rotalarında elimizde fotoğraf makinası ile geçtiğimiz yollarda sık sık durup güzel fotoğraflar çektik ve yolculuktan çok büyük keyif aldık. Aşağıda yazdığım gezi noktalarının google maps üzerinde işaretlenmiş haritasına buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca İzlanda hakkında genel kapsamlı bilgi almak için İzlanda Gezegen Rehberi sayfamıza göz atabilirsiniz.
Altın Çember ve Tingvellir
İzlanda’da altın çember olarak anılan, Tingvellir ulusal parkı bölgesini içeren ve yaklaşık bir günü tamamen kapatan bir rota mevcut. Gezimizin ilk günün bu rotaya ayırıyoruz.
Tingvellir Ulusal Parkı
Aslen oldukça geniş olan park bölgesinin gezilen merkezi. Burası Avrupa ve Amerika ana karalarının kesiştiği nokta olarak kabul ediliyor. Ana karaların çarpışması nedeniyle geniş bir bölgede coğrafya volkanik açıdan oldukça hareketli ve koşulları çok hızlı değişebiliyor. Park arazisi içinde yerden sıcak su çıkan bölümler var. Havanın açık olduğu gecelerde kuzey ışıklarını izlemek için kamp yapan gruplar genelde park arazisi çevresinde konuşlanıyor.
Bruarfoss Şelalesi
Tingvellir’dan Gulfloss’a giderken kabaca yol üzerinde kalıyor. Sadece şelale değil, çevresi de oldukça keyifli.
Gulfoss Şelalesi
Burası dünyanın en büyük ve muhteşem şelalelerinden biri. Açık havada çıkan gök kuşağı manzarasının üzerine söyleyecek fazla bir şey yok. Fotoğraflarda ihtişamını göstermek mümkün olmasa da bir kilometre uzaktayken bile görülen yükselen su bulutunu görünce ne kadar büyük bir şelale olduğunu anlıyorsunuz. Buraya gelirken yağmurluğunuzu giymeyi unutmayın.
Geysir
Burası aktif bir gayzer bölgesi. Merkezdeki büyük gayzer yaklaşık 10 dakikada bir patlıyor ve gökyüzüne sülfür kokusuyla birlikte su buharı saçıyor. Dünyada bu sıklıkla patlayan gayzer sayısı çok az ve burası ülkenin en ilgi çeken noktalarından birisi. Biz de doğa gezilerini seven ve gittiği ülkede dağ taş gezen gezegenler olarak dünya gözüyle böyle bir doğa olayını görmeyi kaçıramazdık. Bölgedeki tek ilginç nokta bu gayzer değil, yakın çevrede yerden çıkan su buharı kaynaklarıyla birlikte bazı yerlerde toprak sıcaklığı 100 dereceyi aşıyor. Ayrıca hemen arkada “S” çizerek ilerleyen güzel bir akarsu manzarasını izleyebileceğiniz bir seyir noktası var.
Secret Lagoon
Altın Rotamızın son durağı burası oldu. Hava kaç derece olursa olsun, bu lagünde su her zaman sıcak ve yüzülebiliyor. Burası İzlanda’daki birçok lagün gibi başıboş değil, girişi ücreti 3000 ISK olan bir tesis şeklinde çalışıyor ve bakımlı. Gezi rotalarına adı çok geçmiyor ancak gün sonu yorgunluğunu atmak için mükemmel bir nokta. Altın rota gezisinin sonunda mutlaka uğramalısınız. Biz de buraya uğrayarak hava sıcaklığı sekiz dereceyken 30-40 derece sıcaklığındaki bu lagünde günün yorgunluğunu attık.
Fotoğraf: wikipedia
Kerid Krateri
Bölgeyi oluşturan sönmüş yanardağların birinden geriye kalan krater. Altın çember rotası sonunda akşam vaktiniz kalırsa uğrayabilirsiniz. Biz Secret Lagoon kaynağında güneşin battığı saatlere kadar keyif yaptığımız için buraya gitmedik.
Güney Rotası
Tingvellir’den sonra ikinci gün güney rotası için yola çıkıyoruz. Bu rota için iki günümüzü ayırdık, fazladan bir günümüz daha olsa onu da bu rotada geçirirdik.
Urridafoss Şelalesi
Reykjavik’ten ayrıldıktan sonra yol üstünde tam üstünden geçiyorsunuz. İzlanda standartlarında fazla bir olay yok ancak ilkbaharda üzerinde yüzen buzul parçalarıyla ilginç manzaralar sunabiliyor.
Seljalandsfoss Şelalesi
Ülkenin ilginç şelalelerinden biri ve en önemli özelliği şelalenin arkasından geçilebiliyor olması. Şelale döküldüğü noktada çok büyük miktarda su kaldırdığı için 200 metre uzakta bile yavaş yavaş ıslanmaya başlıyorsunuz.
Özellikle şelalenin arkasından geçtiğiniz kısım için yağmurluk giymeniz ve fotoğraf makinası benzeri eşyalarınızı korumaya almanız önemli. Hava açıkken gün batımında şelale üzerinde güzel bir gök kuşağı oluşuyor.
Seljavallalaug Havuzu
Yerdeki sıcak su kaynaklarından faydalanarak oluşturulmuş bir havuz. Hemen yanından geçen akarsu ve kat kat dökülen şelaleler ile güzel bir manzara sunuyor. Vakit ayırabiliyorsanız Skogafoss yolunda sol tarafa ayrılıp arabanızı bıraktıktan sonra 500 metre yürüyerek ulaşabilirsiniz. Ayrıca isterseniz havuza girip yüzebilirsiniz, fakat etrafta kıyafetlerinizi değiştirmek için yapılmış küçük bir bina dışında bir tesis yok.
Skógafoss Şelalesi
İzlanda’nın görülmesi gereken şelalelerinden biri. Biz gittiğimizde bölgede hava kapalı olduğu için çok az görebilsek de hava açıkken etrafında kocaman bir gök kuşağı oluşuyor. İsterseniz yandaki yoldan şelalenin döküldüğü üst kısma tırmanabilirsiniz. Buradan daha fazla ilerlerken 2010 yılında patlayıp Avrupa-Amerika hava yolu trafiğini bloke eden Eyjafjallajökull yanardağına selam vermeyi unutmayın.
Solheimasandur Uçak Enkazı
Aracınızı park yerinde bırakıp yaklaşık iki kilometre yürüyüşle ulaşabileceğiniz bir uçak enkazı. Eskiden 4×4 araçla enkazın olduğu bölgeye kadar ulaşılabiliyormuş, ancak iki çekiş araçla oraya ulaşmaya çalışan turistler sık sık yolda kaldığı için enkaza giden kumsal yolu kapatılmış ve yürümek gerekiyor. Söylemem gereken şey enkazın etrafı çok kalabalık ve erken saatlerde gitmezseniz internette gördüğünüz gibi fotoğraflar yakalamanız mümkün değil. Biz vakit darlığı nedeniyle bölgeye yürümeden devam ettik. Sıradaki durağımız olan Reynisfjara ve çevresi için ayıracağınız vakitten çalacaksa listeden çıkarılabilir.
Reynisfjara
Hayatımızda gördüğümüz en muhteşem manzarayı burada izlemiş olmalıyız. Deniz ortasındaki kayalıkları, kumsaldaki bazalt kayaları, upuzun simsiyah kumsalları, ilginç mağarası ve karşı taraftaki Dyrhólaey bölgesinin manzarası ile birlikte ölmeden önce gidip bir kez daha görmek istediğimiz yerler arasına adını yazdırdı. İzlanda’nın çok sayıda dizi ve film çekiminde set olarak kullanıldığını söylemiştik. Vik kasabası çevresindeki bu bölge de filmlerde yoğun olarak kullanılan yerlerden birisi. Örneğin Vikingler dizisinde Floki’nin uzun bir gemi yolculuğundan sonra ayak bastığı yer burası.
Reynisfjara ve Dyrhólaey bölgeleri için mutlaka zaman ayırmalı, güneşin batışından bir kaç saat önce buraya gidip gün batımına kadar zaman geçirmelisiniz. İzlanda’ya gelirken bu kadar güzel bir yer göreceğimizi düşünmüyorduk.
Dyrhólaey
Reynisfjara’nın hemen karşısında aynı bölgenin bir parçası. Yukarıdaki kayalıklara tırmanıp hem Reynisfjara yönünde hem diğer yönde okyanus manzarasını ve aşağıdaki coğrafyayı izlemelisiniz. Biz güneşin batmasına bir kaç saat kala bu iki bölgeye ulaştık ve günü batırana kadar tüm vaktimizi burada geçirdik. Bu bölgedeki görülmesi gereken bir kaç noktayı sayfanın başında verdiğim haritada işaretledim.
Vik
Reynisfjara çıkışındaki küçük bir kasaba. Bölgenin manzarası buradan da izlenebilir.
Fotoğraf: reddit.com
Fjadrargljufur
Jökursarlon yönünde ilerlerken sol tarafta kalan ve bizlere güzel bir vadi manzarası sunan bir bölge. Vakit darlığı nedeniyle giremedik ve İzlanda ile ilgili en çok içimizde kalan noktalardan biri burası oldu.
Svartifoss Şelalesi
Etrafındaki bazalt kayaları ile birlikte güzel bir görüntü sunan İzlanda şelalelerinden biri.
Svinafellsjökull İzleme Noktası
Bu bölge bir çok filmde buzul kaplı dağların çekimi için kullanılmış. Örneğin Interstellar filmindeki buzul gezegen sahnesi bu noktada çekilmiş. Bölgeye girdiğinizde İzlanda’nın en büyük buzulu olan Svinafellsjökull’un eriyerek okyanusa doğru aktığı noktayı görüyorsunuz. İnanın kilometrelerce uzayan buzulların oluşturduğu vadiyi görünce hangi gezegende olduğumuzu sorguladık. Hatta İzlanda’da bazı yerlerde çektiğimiz fotoğrafları, NASA’nın farklı gezegenlerden çektiği fotoğraflar olarak sunsak buna inanacak insanlar bulabilir miydik diye düşündük. Bölgenin uzay filmlerinde set olarak kullanılması şaşırtıcı değil. Ayrıca bu buzul dağcılar için de milli parkı içine başlayan yürüyüşlerde bir giriş noktası olarak kullanılıyor. Buzulun ilerleyen kısımlarında bazı buz mağaraları da mevcut ancak yanımızda oralara gidecek ekipman olmadığı için bir drone uçuşu ile yetinip geri döndük.
Jökulsarlon Buz Lagünü
İzlanda coğrafyası, güney yolunda ilerledikçe ilginçleşmeye başlıyor. Jökulsarlon, Svinafellsjökull buzulunun dev parçalar halinde kopup denize ilerlediği yerlerden biri. Lagün dediğimiz şey mutlaka sıcak su kaynaklarıyla oluşmak zorunda değil. Burada bir buz lagünü içinde akan su üzerindeki buzul parçaları ve bu buz kütleleri arasında yüzen fok balıklarıyla birlikte ülkede göreceğimiz ilgi çekici noktalardan birindeyiz. İsterseniz lagün çevresindeki tur şirketlerinin düzenlediği bot turlarından birine katılabilirsiniz.
Diamond Beach (Elmas Plajı)
Jökulsarlon’dan okyanusa dökülen buzulların bir kısmı akıntı ve dalgalarla geri gelip bu plaja yerleşiyor. Siyah kumsalın üzerinde bir kaç santimetreden bir kaç metreye kadar değişen büyüklükte elmas gibi buzul parçaları görmek mümkün. İzlanda’da kesinlikle görülmesi gereken noktalardan birisi.
Batı Rotası
Batıda bir günümüzü Reykjavik ve çevresi ile geçirirken bir gün de kuzeye çıkıp Snaefellsnes yarım adasını gezdik. Yolculuk sırasında yolun bize sunduğu bazı manzaralar unutulacak cinsten değildi. Aslında özellikle Snaefellsnes yarım adasına yaptığımız gezide ulaşmaya çalıştığımız noktalardan çok yol manzaralarını sevdik.
Reykjavik
İzlanda’nın başkenti ve şehir diyebileceğimiz büyüklükteki tek şehri. İzlanda Gezegen Rehberi‘nde de belirttiğimiz gibi Reyljavik farklı güzellikleri olan görülmesi gereken bir nokta değil ancak İzlanda’daki tek şehir olduğu için öyle ya da böyle buraya yolunuz düşüyor.
Madem buraya geldik, batı kanadında okyanus kıyısı, çarşı bölgesi, opera binası, Viking gemisi heykeli ve büyük bir kilisesi görülebilir. Ayrıca kilisenin kulesine tırmanıp çevreyi kuş bakışı açıdan izleyebilirsiniz.
Akşamları insanlar bar ve restoranların olduğu kısımda toplanıyor, hafta içi çok büyük bir kalabalık olmasa da hafta sonu oturacak bir yer bulmakta zorlanıyorsunuz.
Blue Lagoon (Mavi Lagün)
Süt mavisi renginde sıcak su lagünüdür. Aynı zamanda İzlanda’nın en meşhur yerlerinden biridir. Amerika’nın doğu kanadında yaşayan zengin insanlar günü birlik uçakla lagüne gelebiliyor, yüzmek için dışarı çıktığınızda mesela Rihanna ile karşılaşırsanız şaşırmayın diyorlar.
Lagünün sadece içi değil dış çevresi de gayet güzel. Biz gittiğimizde hava çok sisli olduğu için süt mavisi suyla birlikte ancak buğulu fotoğraflar çekebildik.
Hraunfossar Şelalesi
Yan yana dizili birçok küçük şelale. Yolunuz düşerse uğrayın. Biz Snaefellsnes dönüşünde güneşi batırdığımız için maalesef göremedik.
Gerduberg Kayalıkları
İzlanda’nın birçok bölgesinde görülen bazalt kayalıkları örneklerinden birisi, Snaefellsnes yönünde yol üzerinde kaldığı için uğranabilir.
Kirkjufell Dağı ve Şelalesi
Game of Thrones dizisinde “Ok Başlı Dağ” adıyla yer alan bu dağ İzlanda’nın en önemli simgesi. Yarım adada bu dağın olduğu bölgeye doğru giderken çok güzel manzaralarla karşılaştık ve rüzgarın izin verdiği ölçüde araçtan inip bol bol fotoğraf çektik. Ancak Reykavik’ten buraya ulaşmak ciddi zaman alıyor, gezinizde Snaefellsnes yarım adasına bir tam gün ayırmadıysanız bu bölgeyi gezinize eklemek mümkün olmayacaktır. Ayrıca bulut durumu da müsaitse bu dağ manzarası ile birlikte kuzey ışıklarını fotoğraflamak isteyen büyük bir kampçı güruhun da akşam bu bölgeye yerleştiğini belirtmek isterim.
Svödufoss Şelalesi
İzlanda’nın bitmek bilmeyen şelalelerinden başka biri. Arabayla tam önüne gelmek için küçük bir akar suyun içinden geçmek gerekiyor, ancak yürüyerek ilerlemek isterseniz suya girmeden ulaşılabilirsiniz.
Skardsvik Kumsalı
İzlanda’ya gitmeden önce araştırma yaparken bu ülkede yaşayan bir blogger’ın “Dünyanın bir çok yerinde sarı kumsallar var. Ancak İzlanda’da sarı kumsal sıra dışı bir şey.” dediğini okumuştum. Burası da İzlanda’da az sayıdaki sarı kumsallardan birisi. Güneş ışığının geliş açısının daralmasıyla birlikte güzel fotoğraflar yakalamak mümkün. Yolunuz Snaefellsnes yarım adasından geçiyorsa hemen yol üzerinde kaldığı için uğrayın.
Djúpalónssandur Kumsalı
Snaeellsjökull milli parkı içindeki siyah kumsallardan birisi. Yarım ada içinde işaretlediğim diğer bölgeler gibi burası da yol üzerinde kalıyor.
Raudfeldsgjá Gorge
Küçük bir akarsuyun tüm dağı yarması ile oluşmuş oldukça derin ve karanlık bir vadi. İçine girilebiliyor. Biz içeri girip biraz ilerledik, ancak buraya ulaşana kadar güneş battığı, hava karardığı ve tamamen yalnız olduğumuz için fazla ilerlemeden geri döndük. Reykjavik’e tekrar ulaştığımızda her şey dahil 14 saattir yoldaydık.